Saray Entrikalarına Karşı Tılsımlı Çanak: Merdebani

osmanlıda zehirleme, saray entrikaları


Tarih boyunca hükümdarlara ve devlet adamlarına karşı yapılan suikastler arasında en sık rastlanan yöntem zehir olduğundan Osmanlı sarayında da zehirlenme tehlikesine karşı bir takım önlemler alınırmış. Örneğin padişahın yemeğini ondan önce tatmakla görevli çaşnigirler  olası bir zehir tehlikesine karşı kendilerini padişaha siper ederler, yemekten ilk kaşığı mutlaka onlar alırlarmış.

Çaşnigirler yeterli gelmemiş olacak ki zehri önlemek adına bir de Çin'den getirilen, içine zehirli yemek konduğunda renk değiştiren veya kırılan özel tabak, çanaklar kullanılırmış. Seladon veya daha yaygın adıyla merdebani denilen bu tabakların mani olduğu bir zehir vak'asına rastlanmamasına rağmen yüzyıllarca zehri ortaya çıkardığına inanılmış. Hatta o kadar önemsenirmiş ki kırılmamaları için Çin'den getirilirken gemiye veya hayvan sırtına konmayıp, özel taşıyıcılarla yaya olarak getirilirmiş.

osmanlıda zehirleme, saray entrikaları


1673 yılında Osmanlı topraklarında bulunan, Binbir Gece Masalları'nın çevirmeni olan Antoine Galland da Osmanlı'ya dair hatıralarında dönemin padişahı IV. Mehmed'in ve sadrazam Köprülü Fazıl Ahmed Paşa'nın merdebani kullandığından bahsetmiş: "Türkler bilhassa büyükler buna çok değer verirler ve zehre dokununca kırılmak hassasına sahip bulunmasından dolayı gayet pahalıya satın alırlar. Bu gördüğüm kase pek kalın ve ağır olmasına rağmen para gibi çınlıyordu ve değeri otuz kuruş takdir olunuyordu. Padişahın bu topraktan yapılma ve sekiz bin kuruş değerinde sofra takımı bulunur. Sadrazam da az zaman önce bunlardan üç yüz kuruşluğunu alıp denemiş bulunmaktadır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder