Esir Şehrin Panoraması: Sodom ve Gomore

yakup kadri karaosmanoglu sodom ve gomore

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Sodom ve Gomore adlı romanı mütareke yıllarının İstanbul’unu konu alıyor. I. Dünya Savaşı’nın hemen ardından yapılan Osmanlı’yı paylaşma planlarının uygulamaya sokulmasıyla İstanbul itilaf güçleri tarafından işgal edilir ve saray bu duruma sessiz kalır. Ülkenin içinde bulunduğu bu kaos ortamına rağmen İstanbul’da yaşanan hayatlar Anadolu’dan tamamen farklıdır. Kitapta “monden” adı verilen sosyetik kesimin de bu durumdan rahatsız olmamakla birlikte İngiliz ve Fransız subaylarıyla zevk ve sefa alemlerinde bulunmaları anlatılarak dönemin İstanbul'unda yaşanan ahlaki çöküş gözlerimizin önüne seriliyor. 

Sodom ve Gomore, Yakup Kadri'nin eserlerinde sıklıkla rastlanan toplumsal yozlaşma temasının en detaylı işlendiği romandır. Yazar bu romanında, İstanbul'u Sodom ve Gomore gibi ahlaki yozlaşmaları sebebiyle lanetlenen şehirlerle özdeşleştirmiş, toplumu kültürel ve ahlaki değerlerden kopmamak konusunda uyarmış. Kültürel unsurların ve milli duyguların anlamını yitirmesinin devletleri içten içe yıktığı, milletlerin kendine olan inancının bittiği anda başka milletlerin himayesine girmeye mahkum olduğu gerçeği de oldukça etkileyici bir dille anlatılmış.             

sodom and gomorrah bibleRomanın alafranga Türklerin yaşam tarzlarına olan tepkinin oldukça abartılı bir ifadesi olduğu da düşünülebilir. Çünkü bu eserde anlatılan çürüme olgusu, İstanbul şehri için yeni olmadığı gibi, bu denli uçlarda yaşanan hayatlar ülke genelinin değil, küçük bir kesimin hayatını yansıtıyor.  Ama yine de "Sodom ve Gomore, Türk edebiyatında İstanbul’un işgal altındaki yıllarını anlatan romanlar içinde en çarpıcı olanıdır." diyebilir ve herkese okumasını tavsiye edebilirim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder